ŞEHRİYAR -3
Şehriyar Kur'an ayetlerinin çoğunu ezbere bilirdi. Son günlerinde O'nu görmeye gittiğimde, ondan bir şiir okuması istendiği zaman: "ben şiir okuyacak bir konumda değilim, şiir okumak benden geçti artık" diyor ve Kur'anı Kerim'den bir ayet okuyarak onu yorumlamaya koyuluyordu.. Bu yorumlama esnasında Kur'an ve Hadis'e olan hakimiyeti o kadar sağlamdı ki, dinleyicileri hayretler içinde bırakıyordu. Kuşkusuz bu yorumlar Şehriyar'ın daha çok düşünsel yapısı ve itikadî görüşleriyle uyum arz ediyordu. Yorum esnasında soyut ve seyyal bir ruh gibi tarih ve çağların derinliğine inerek kendine has bir çekicilikle dinleyicileri kendisine hayran bırakan bir takım kalıntıları misal olarak sunuyordu.
Şehriyar dostlarına karşı büyük bir sevgi beslerdi; herhangi bir münasebetle onlardan birini andığında hakikaten etkileniyor ve bazen de göz yaşlarını tutamıyordu. Eşinin ölümünden sonra Şehriyar, ömrünün sonuna kadar yalnız yaşadı ve hiç kimsenin onun hayatına karışmasına izin vermedi. Bu yüzden onu çok seven yakın dostları gereksinimlerinin karşılanmasında Şehriyar'a yardımcı olmak için büyük çabalar sarf etmek zorunda kalıyorlardı. Tabi Şehriyar'ın zevkine uygun bir iş yapmanın kolay olmadığını unutmamak lazım. Bilhassa ömrünün sonlarında her şeyden kuşkulanmaya başlamış, oldukça hassas bir insan olmuştu; dostları ve yakınları tarafından evine hediye olarak getirilen meyve ve yiyeceklere dokunmuyordu. Şüphesiz bu ruh halinin büyük bir kısmı onun irfanî derecelere ve ruhanî makamlara ulaşabilmenin, duyma yetisinin zayıflatılmasıyla mümkün olacağına inanıyordu.
Şairin hayatının ve şiirlerinin tetkik edildiği bu tezde, Şehriyar'ın geçirdiği edebî dönüşümler ve şiirde ulaştığı mükemmeliyetin, başından geçen bireysel olaylar ve toplumsal hayatıyla birlikte dikkatli bir şekilde ele alınarak irdelenmeye çalışılmıştır, zira şairin eserlerini onun bireysel ve toplumsal yaşantısından ayrı olarak inceleyemeyiz. Kaldı ki şairin başından geçen şahsî olaylara, onun şiirine işaret etmeksizin değinmek zevk ve incelikten yoksun olacaktı. Konuyu bu tarzda ele alışımız edebî bir incelemeyle bağdaşmayacaktı. Bütün bunlara rağmen Şehriyar'ın şiiri ayrıca başka bir bölümde ele alınarak bütün yönleriyle değerlendirilecektir.
""Haydar Baba"ya Selam" manzumesi hususunda Azerice bilmeyen Fars vatandaşlarımızın da bu eserin içeriğinden haberdar olabilmeleri için, "Haydar Baba"'nın ele alınacağı bölümde ilk "Haydar Baba"ya Selam manzumesine de kısaca değinilecektir. Bütünüyle edebi bir zevk ve duygu ile yüklü bu eserin tercümesi hiçbir surette mümkün olmadığı için bu manzumeyi Farsça'ya çeviren Mir Salih Hüseyni ve Şehriyar'ın bizzat kendisi tarafından seçilerek divanına konan Farsça tercümeler de yer alan açıklama ve tedbirlerden istifade edilmiş; bu satırların yazarı tarafından da kimi tabirlerin çevirilerine müdahalelerde bulunulmuştur.
ŞEHRİYAR -2
ŞEHRİYAR -1