• Nombre de visites :
  • 7224
  • 4/9/2010
  • Date :

Gaybet-i Suğra ve Kübra

hz.mehdi

"Gaybet-i suğra ve gaybet-i kübra"dan maksat nedir?

Onikinci İmamın gaybet iki döneme ayrılır. İlki, doğum tarihi olan herî 255 veya 256 veya babasının vefat yılı olan 260 yılından başladı ve 329 ın yılına kadar devam etti.

Bu müddet boyunca gerçi insanların gözüne görünmüyordu; ama tam bir irtibat kopukluğu söz konusu değildi. Özel naibler İmam’ın huzuruna varıyor ve insanların sınal ve ihtiyaçlarını iletiyor ve cevap alıyorlardı. gideriyorlardı. Bu 74 veya 69 yıllık gaybet dönemine "gaybet-i suğra" deniliyor.

İkinci gaybet, özel naiblerin sonuncusunun vefatıyla yani 329 yılında başladı ve zuhur zamanına kadar devam edecektir. Buna da "gaybet-i kübra" denilmektedir. Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmanları da bu iki gaybeti haber vermişlerdi. İşte birkaç örnek:

İshak b. Ammar şöyle der: "Hz. Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğunu duydum:

"Kâim’in iki gaybeti olacaktır. Birisi uzun, birisi kısa sürecek. Birinci gaybetinde sadece has şiiler onun yerini bileceklerdir. Ama ikinci gaybetinde ise özel dinî dostları dışında hiç kimse onun yerini bilemeyecektir."[1]

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "Hz. Sahib-ul Emr’in iki gaybeti vardır. Birisi o kadar uzun sürecektir ki bazıları "ölmüştür", bazıları "öldürülmüştür", bazıları da "gitmiştir" diyecektir. Onun varlığına inanan ve imanında sabit kalan çok az kimse kalacaktır. O zaman özel hizmetçisi dışında hiç kimse onun yerini bilemeyecektir."[2]

Bu hususta aynı manayı ifade eden 8 hadis daha vardır.

GAYBET-İ SUĞRA VE ŞİİLERİN İRTİBATl

hz.mehdi

Gaybet-i suğra’nın başlamasının ardından bazı dolandırıcılar halkın cehaletinden istifade etmiş ve gaib İmam’ın naipliği iddiasıyla insanları kandırarak,

bu vesileyle büyük bir makam elde edip çeşitli insanlardan maddî çıkarlar sağlamışlardı. Bu durumda naiplerin kimler olduğunu ve insanların İmam-ı Zaman’la ilişki niteliğini ve bu irtibatın kimler vasıtasıyla kurulduğunu izah etmemiz gerekiyor:

Gaybet-i suğra döneminde halk Hz. Sahib-ul Emr’i görmekten mahrum idiler. Ama irtibat bütünüyle kesilmemişti. Bab, naib ve vekil olarak adlandırılan bazı kimseler vasıtasıyla İmam’la ilişkiye geçiyor,

ihtiyaçlarını gideriyor ve dinî sorunlarını hallediyorlardı. Mallarına taalluk eden İmam’ın payını da (hums) o naibler vasıtasıyla gönderiyorlardı. Bazen İmam’dan maddî yardım talebinde bulunuyorlardı.

Bazen hastalarının iyileşmesi ve evlat talebi için İmam’dan dua etmelerini istiyorlardı. Bazen de İmam bir taleb olmadan bazı şahıslar için para, elbise veya kefen gönderiyordu.

Bütün bu işlerde belirli insanlar aracılık yapıyorlardı. İstekler mektupla gönderiliyor, cevapları da bizzat İmam tarafından yazılıyordu ki bu da istilah olarak "tevki" diye adlandırılıyordu.


[1]- Isbat-ul Hüdat, c.7, s.69; Bihar-ul Envar, c.52, s.155.

[2]- Bihar-ul Envar, c.52, s.153.

GAYBETİN HİKMETİ

Gaybet-i Suğra ve Kübra

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)