Masumların Ramazanı 4
Fakirlerle Dertleşmek
Mübarek Ramazan ayında sadaka ve infak da masumların (a.s) siretinde çok özel bir yere sahiptir. İbn-ı Abbas, şöyle diyor: “İnsanların en çok ihsan edicisi, Resul-i Ekrem (s.a.a) idi. Peygamber en çok mübarek Ramazan ayında bağışta bulunuyordu.”[1]
İmam Seccad (a.s) hakkında ise şöyle denmiştir:
“Ramazan ayı geldiğinde İmam, her gün bir dirhem sadaka veriyor ve şöyle buyuruyordu: “Ümit ediyorum ki kadir gecesini derk eder ve ondan nasiplenirim.”[2]
Abdullah b. Mes’ud şöyle rivayet etmektedir: “Bir gece Allah Resulü (s.a.a) yatsı namazını bitirince bir şahıs safların arasından kalkarak şöyle dedi: “Ey muhacirler ve Ensar! Ben garip bir kimseyim. Hiçbir şeye gücüm yetmemektedir. Bana yiyecek veriniz.” Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “Ey fakir! Garipliği anma ki kalbimi hüzne boğdun. Peygamber daha sonra şöyle buyurdu: “Garipler dört kısımdır:
1- Kendisine gelenin olmadığı ve içinde namazın kılınmadığı mescit
2- Tilavet edilmeyen Kur’an
3- Bir cemaat içinde olduğun halde kendisinden dini sorular sorulmayan alim kimse
4- Kafirler arasında olan Müslüman esirler.”
Peygamber daha sonra şöyle buyurdu: “Bu fakire kim yiyecek temin edebilir ki Allah da ona yüce Firdevs cennetinde yer versin?” Hz. Ali (a.s) yerinden kalktı, fakirin elinden tuttu, onu Fatıma’nın (a.s) evine götürdü ve şöyle dedi: “Ey Allah Resulü’nün kızı! Bu misafire bir şeyler hazırla.” Hz. Zehra şöyle buyurdu: “Evde az bir yiyecek vardır, Hasan ve Hüseyin açtır, siz de oruçsunuz. Var olan yiyecek ise sadece bir kişiye yetecek kadardır.” Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu: “O yiyeceği getir.” Hz. Fatıma (a.s) o yiyeceği getirdi. İmam Ali (a.s) yiyeceği misafire verdi ve kendi kendisine şöyle dedi: “Eğer bende yiyecek olursam misafire yetmez, eğer yemezsem o da utanır yemez. O halde çırağın yanına giderek onu yakmakla uğraşır gibi oldu. Ama çırağı söndürdü. O şahıs yemek yediğinde Hz. Ali (a.s) da ağzını hareket ettiriyor, böylece misafirin yemek yediğini sanmasını sağlıyordu. Sonunda yemek bitince Fatıma (a.s) bir çırağ getirdi. Çırağı yaktıklarında yiyeceğin olduğu gibi durduğunu gördüler.” İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: “Ey adam! Neden yiyeceğini yemedin?” O şöyle dedi: “Ben doydum.” Daha sonra Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin, Fizze ve Hatta komşular bile o yemekten yedikleri halde bir türlü bitmedi.”[3]
Bu rivayette Ramazan ayından söz edilmemiştir, ama İmam’ın (a.s) oruç tutarken fakirlere ilgi ve teveccühünü göstermektedir.
İbn-i Abbas şöyle diyor: “Ramazan ayı geldiği zaman Allah Resulü (s.a.a) esirleri özgür bırakıyor ve her fakir ve yoksula yardımcı oluyordu.”[4]
Bilmek gerekir ki, fakirler ve yoksullarla dertleşmek ve onların acılarını paylaşmak hakikatte bizleri orucun felsefesine daha da bir yakın kılmaktadır. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Orucun sebebi, açlığı ve susuzluğu tanımak ve hissetmektedir.”[5]
[1] Sahih-ı Buhari, c. 2, s. 672
[2] Bihar’ul Envar, c. 95, s. 82
[3] Tefsir-i Minhac’us- Sadıkin, c. 9, s. 237
[4] Sevab’ul A’mal, s. 96
[5] Vesail’uş- Şia, c. 7, s. 3
Masumların Ramazanı 3
Mübarek Ramazan 4