Peygamber (s.a.a) Niçin Birden Fazla Kadınla Evlenmiştir? 1
Bismillahirrahmanirrahim
Soru: Resul-i Ekrem’in (s.a.a) kaç eşi vardı, niçin?
Cevap: Resulullah’ın ilk eşi Huveylid kızı Hatice’ydi. Resul-i Ekrem (s.a.a) Bi’setten 15 yıl önce 25 yaşındayken Hz. Hatice (s.a) ile evlendi. Hz. Hatice (s.a), Allah Resulü’ne (s.a.a) iman eden ilk kadındı. 25 yıl kadar Resulullah (s.a.a) ile ortak bir hayat yaşadı. İbrahim dışında Resulullah’ın (s.a.a) bütün çocukları Hz. Hatice’dendi. İslam’ın bu yüce şahsiyetli hanımı Bi’setin onuncu yılında 65 yaşında dünyadan göçtü.
Hz. Hatice’nin (s.a) irtihalinden sonra Allah Resulü (s.a.a) birtakım toplumsal ve siyasi maslahatlar gereği başka kadınlarla da evlendi. Allah Resulü’nin (s.a.a) irtihali zamanına kadar 9 eşi bulunuyordu .
Resulullah’ın dokuz eşi şunlardı:
1-Ayşe: Ebubekir b. Kuhafe’nin kızı
2-Hafsa: Ömer b. Hattab’ın kızı
3-Ümmü Seleme: Ebu Umeyye’nin kızı
4-Zeyneb: Cahş’ın kızı
5-Meymune: Haris’in kızı
6-Ümmü Habibe: Ebusüfyan’ın kızı
7-Safiyye: Hay b. Ahtab’ın kızı
8-Cuveyriye: Haris’in kızı
9-Sevde: Zem’a’nın kızı
Resulullah’ın (s.a.a) Birden Çok Hanımla Evlenmesinin Felsefesi Neydi?
Hiç kuşkusuz ki Resulullah’ın (s.a.a) evliliklerinin felsefe ve hikmetleri o günün toplumuna hakim zaman şartlarına ve ananelerine dönmektedir. Burada kısaca o şartlardan bazılarına değineceğiz.
1-O günün şartlarında Arabistan halkının büyük çoğunluğu büyük bir sıkıntı ve fakirlik içinde yaşamaktaydılar. Öyle ki dünyaya yeni gelen kız çocukları şiddetli geçim sıkıntısı ve miskinlikten diri diri toprağa gömülüyordu. Kuran’ı Kerim bu durumu şöyle açıklıyor:
“Geçim sıkıntısı yüzünden evlatlarınızı öldürmeyin. Biz onları da sizleri de rızıklandırmaktayız.” (İsra-31)
2-Kadınlar ve kızlar o dönemde toplumun aktif bir gücü ve kuvveti olmadıklarından ve cahiliye araplarının savaş meydanlarından firar etmeleri alışkanlık haline gelmiş bir özellik olduğundan kadınlar kolay bir şekilde düşmana esir düşebiliyorlardı. Dolayısıyla da kadınlar tıpkı sıradan ticaret metası gibi alınıp satılmaktaydı. Bu çok olağan bir durumdu ve o günkü araplar arasında sıkça vuku bulmaktaydı. Hatta cahiliye döneminde ailenin büyük çocuğu babasının hanımlarını onun diğer eşyaları gibi miras almaktaydı. Böylesine vahim şartlarda kız çocuğunun olduğu haberini öğrenen herkes bu habere sonra derece öfkeleniyordu. Nitekim Kuran’ı Kerim konuyla ilgili şöyle buyurmaktadır:
“Halbuki onlardan birine, kız doğum haberi müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğü, dolayısıyla kavminden gizlenir. Şimdi acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür. (Nahl 58-59)
3-Resul-i Ekrem’in (s.a.a) Mekke’den Medine’ye hicretinden sonra kafirlerin müslümanlar aleyhine saldırı ve savaşları başladı. Bu savaş sürecinde muhacirlerden birçok savaşçı erkek şehit düştü. Onların kadınlarından birçoğu dul ve sığınaksız kaldı. Diğer taraftan İslami gayret kadınların da suffa ehli gibi miskin ve açıkta kalmasına veya hiçbir mahremiyet bağı olmadan ensarın evine yerleştirlmesine müsaade etmiyordu.
Böylesi şartlarda eşlerini savaşlarda kaybetmiş ve sığınağı olmayan kadınların açıkta kalmaları o günkü yeni kurulmuş fakir İslam hükümeti için ciddi sıkıntılar doğurabilirdi. Allah Resulü (s.a.a) dostlarına ve sahabelerine o kadınlarla evlenmerek bakımlarını üstlenmelerini tavsiye ediyordu.
Cihad Peygamberi Hz. Muhammed 2
Hz.Peygamber’in Sade Yaşayışı