Muzdarip şair: M. Akif Ersoy 1
Tarık Yılmaz Bekler
Akif aramızdan ayrılalı 73 yıl oldu. Vefatının 73. yıl dönümünde zamanın gongu Akif‘in sanatını ve aksiyonunu herkes duyuracak şekilde vurmalı. Bu ay, bütün saatler Akif´i göstermeli. Herkes Akif´i konuşmalı, anmalı ve anlamalı. Adına yüzlerce kitap yazılan, binlerce söz söylenen Akif ‘i bizler ne kadar tanıyoruz. Kimdir Akif? Nasıl yaşamıştır. İşte bu yazımızda, bu sorulara cevap bulmaya çalışacağız.
KÖKLERİ MAZİDE OLAN BİR ATİ
Annesi Buhara´dan Tokat´a yerleşmiş bir melek, baba tarafı Arnavut. Kökleri mazide olan bir ati… Akif sarsıntının ortasında, 1873 yılında İstanbul´un Fatih semtinde dünyaya geldi.
Üstat Sezai Karakoç´un tespitiyle Akif : “Doğu İslamlığının ve Batı İslamlığının sentezi bir çocuk olarak dünyaya geldi.” Baytar Mektebi´nde beşeri ilimleri, hayat mektebinde acının ve çilenin zirvesini, gönül mektebinde ahlak ve ruh derinliklerini tahsil etti.
Babasından Arapça okudu. Rüştiye mektebinde Acemce ve Fransızca tahsil etti. Okuduğu bütün okulları birincilikle bitirdi. Üniversiteyi bitirdikten sonra hafızlık tacı ile tahsilini süsledi. 25 yaşında iken (kendi ifadesiyle Peygamberin evlendiği yaşta) 1898´de İsmet Hanım´la evlendi. 28 yaşında iken yine kendi ifadesiyle; “Şah iken şahbaz oldu.” yani sakal bıraktı. İsmet Hanımla tam 40 yıl aynı yastığa baş koydu, ona sadık bir eş ve can yoldaşı oldu.
ONU GURBET VE HASRET BİTİRDİ
Kazanılan zaferin sevinciyle kendinden geçti. Ancak, bu sevinci kısa sürdü. Akif bu cennet vatanı bırakarak Mısır´ a gitti. Mısır´da bulunduğu süre içerisinde Kuran´ı tercüme etmeye ve mısralara dökmeye çalıştı ama daha sonra amacının dışında kullanılacağı endişesiyle bu tercümeleri yok etti. Ölümünden 6 ay önce yeniden ülkesine döndü. Gurbet ve hasretin bitirdiği Akif, 27Aralık1936 Pazar akşamı Rahmeti Rahmana kavuştu. 63 yasındaydı ve “Ne mutlu bana. Peygamberimizin yaşında ölüyorum.”diyordu. Akif, hayatını vakfettiği “Asımın nesli” tarafından, omuzlar üzerinde ve tekbir sesleriyle (inşallah) cennetteki makamına uğurlandı
İNSAN OLARAK MEHMET AKİF
Abidevi kişiliği, örnek şahsiyeti vefakâr, fedakâr ve mütevazı tavrı ile M. Akif; şairliğinin ve her şeyin ötesinde, bir insandır. Evet, o bir şairdir. Hem de bu milletin istiklâl marşını yazacak kadar güçlü bir şair… O bir mütefekkirdir. İslâm idealinden fersah fersah uzağa düşen bir ümmetin hüsranını derinden hisseden ve ilhamını Kuran´dan alan bir mütefekkir… O bir isyankârdır. Boyun eğmemenin, geri adım atmamanın zirvesindedir.
O, çok büyük bir izzet-i nefis sahibi idi. Hayatında hiçbir defa, hiçbir kimseye karşı en ufak bir zillet göstermemişti. İzzet-i nefsini rencide edecek ufak bir söze, bir muameleye, hatta ufak bir bakışa bile rıza göstermezdi. Şeref ve haysiyetine hiçbir leke kondurmamıştı. Zulmetmez, zulmettirmez ve asla zulme razı göstermezdi. “Allah´ın en sevdiği emek, zalime doğruyu söylemektir” derdi.
Bir Gece
Kuranca İletişim