• Nombre de visites :
  • 3483
  • 1/5/2010
  • Date :

Filistinli Mülteciler (2)

filistin

El Tanf Mülteci Kampı:

  Şam’a 4 saatlik uzaklıkta bulunan El-Tanf kampı, Suriye’nin güneydoğusunda Irak sınırında bulunuyor. Şam’dan yola çıktıktan 1.5 saat sonra binalar, uçsuz bucaksız çöllere yerini bırakıyor. Irak sınırına malzeme taşıyan TIR’lardan başka bir şey göremiyorsunuz. Bu kamp, Suriye ile Irak sınırı arasında ki serbest bölgede yer aldığından, kampa yardımların ulaşması güçlükle gerçekleşiyor. Çünkü kampa girebilmek için Suriye’nin Tenf sınır noktasından çıkış yapılması gerekmekte. Bu durum, kamptaki Filistinlilerin iki sınır arasında açık hava hapishanesi koşullarında yaşamasına sebep oluyor.

Onlar misafir...

  Kendisinden bilgi aldığımız kamp sorumlularından Muhammed Bahuri, 12.05.2006’da kurulan kampta 145 aile ve 560 kişinin yaşadığını söyledi. Kampı tanımak için soracağımız soruları özenle seçiyorduk. Örneğin onlara misafir sıfatını uygun bulmuştuk. Çünkü misafir, evine geri dönmek üzere yola çıkar. Yurtlarına dönme umutlarını kıracak ifadelerden sakınmamız gerekiyordu.

Bütün sorunlar ABD’nin işgaliyle başladı

  Neden bu kampta misafirliğe zorlandınız dediğim herkesten aynı cevabı almıştım; “Her şey Amerika’nın Irak’ı işgali ile başladı...” Bu başlangıç her şeyi açıklamaya yetiyordu aslında. Ama yüreklerindeki yaranın derinliği ile susmuyorlardı. Kimlik kartına bakarak adam öldürmeye başlandığını, mevcut hükümete yakın Şii milisler tarafından ailelerinin tehditlere maruz kaldığını, evlerine zorla girildiğini ve 600’e yakın Filistinli’nin şehid edildiğini anlattılar. Kampın, ancak canından endişe edip, eşinin ve evladının güvenliğinden emin olamayanların bir tercihi olduğu açıktı. Çünkü kolay değildi, kurulu bir düzeni bozup çölün ortasında hapishane hayatını seçmek.

filistin

  Bağdat’ta resmi bir kurumda müdürlük yapan İbrahim Abdulhalim’le yaptığımız sohbet, bu tespitimizi perçinliyordu. Irak’ta kurulan hükümetin, kendilerini Saddam’ın adamı olarak gördüğünü anlatan İbrahim, bu sebepten tüm haklarının ellerinden alındığını, resmi kurumlardan kovulduklarını söyledi. Hükümete bağlı Şii milislerin özel mekanlarının olduğundan bahseden bir başka misafir ise, Filistinlilerin bölgesine baskınların yapıldığını, dükkanlarının gasp edildiğini, kendilerini iyice kuşatılmış hissettiklerinden Bağdat’ı terk etmekten başka bir çözüm yolu bulamadıklarını belirtti.

Bağdat’tan sadece canımızı kurtardık

  Acele bir şekilde Bağdat’ı terk etmek zorunda kalan Filistinlilerden birçoğu, evlerini, iş yerlerini, hatta ailesinin bazı fertlerini geride bırakarak kampa iltica etmek zorunda kalmış. Bunların arasında Irak’ta öğretmenlik, mühendislik yapanlar da bulunuyor. Tüm düzenlerini bozan bu kişilerin şimdi kendilerine uzatılacak bir lokma yardımı beklemekten başka yapacak bir şeyleri yok.

  Kampın idare heyetinde bulunan Said Handan, Bağdat’ta dört tane küçük züccaciye dükkanının olduğunu ve taksitli satışlar yaptığını anlattıktan sonra “işgal sonrası hükümete bağlı milislerin baskısı sonucunda Irak’ı terk etmek zorunda kaldığımda, hem bu dükkanlarımı, hem de birçok taksit alacağımı geride bıraktım” derken hüzünlüydü. Ama kampta kendisinden daha vahim tablolarda var. Örneğin 2 çocuğuyla birlikte kampta yaşayan bir Filistinli, halen Irak’ta olan hanımını kampa getirebilmek için uğraşıyor. Um Rafet adlı Filistinli bir kadının, “Şii milisler, ülkeden çıkmazsak oğullarımı öldürmek ya da kaçırmakla tehdit etti. Oğullarımın ikisi de Bağdat’taki evimizden kaçtı, şimdi başka yerlerdeler” sözleri ise ABD’nin Irak işgalinin sebep olduğu dramı gözler önüne sermekte...

Hamza Er / Vakit


Filistinli Mülteciler (1)

Siyonist İsrail sadece direnişin dilinden anlıyor

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)