• Nombre de visites :
  • 2626
  • 1/5/2010
  • Date :

Hermonutik  ve Tefsir İlmi 3

kuran

  Ragıb-ı İsfehanî'nin sözlerini tercüme etmekten amacımız, tefsir tarihi boyunca müfessirlerin yanılgısı olmayan veya yanılgısı az olan yollarla Kur’an-ı Kerim'i tefsir edip Allah Teala'nın maksadını elde etmeye çalıştıkları gerçeğini ortaya koymaktır.

  b) Bedruddin Muhammed b. Abdullah-i Zereşki (745-794) "el-Berahin fi Ulum-il Kur'an" adlı değerli eserinde bu konudan genişçe bahsetmiştir.[1]

  c) Celaluddin Siyutî (848-911), "el-İtkan fi ulum-il Kur'an" adlı kitabında geniş bir şekilde Kur’an-ı Kerim'i tefsir etme metodunu söz konusu ederek, Ragıb-ı İsfehanî ve Zereşki'nin sözlerinden istifade etmiştir.[2]

  d) Biz de "Menşur-u Cavid" adlı eserimizin bir bölümünde tefsir adabı ve doğru tefsir metodu hakkında bahsetmişiz.[3] Oradaki açıklamalarımızı, söz uzamasın diye burada tekrar aktarmıyoruz.

Büyük alim ve muhaddisler sadece Kur’an-ı Kerim'in doğru tefsir metodu hakkında değil, Resulullah (s.a.a)'ın ve diğer Ehl-i Beyt imamlarının (a.s) hadislerinin tefsiri hakkında da görüşlerini belirtmişlerdir.

   Hadis tefsirinin iki temel ilkesi vardır:

  a) Hadisin sahih senetle masum imamdan nakledilmiş olmasını belirlemek.

  b) Hadisin metninin dil kuralları ve hadis ilminde belirtilen diğer şartları göz önünde bulundurarak açıklanması.

Kısacası İslam'ın doğuşuyla temelleri atılan bilimlerden biri de, masum imamların hadislerini toplamak dışında hadis hakkında tefsir kitaplarının yazılmasıdır.

Eğer Sahih-i Buharî ve Sahih-i Müslim'in şerhleri varsa Ehl-i Beyt Mektebinin Kutub-u Erbea'sının da bir çok şerhleri vardır.

  Merhum Meclisî (1038-1110) Kuleynî'nin El-Kâfi kitabını, 25 ciltlik Mirat-ul Ukul isimli kitabında tefsir etmiştir. Yine Şeyh Tusî'nin Tehzib'ini 10 ciltlik Melazu’l-Ahbar adlı kitabında tefsir etmiştir.

  Bu örneklere değinmemizin sebebi, Doğu İslam aleminde Müslümanlar arasında ilahî kitapların müfessirlerinin -yeni Hermonutik akımı söz konusu edilmeden önce- tefsirdeki tek hedeflerinin gerçeği yani yazarın maksadını keşfetmekten başka bir şey olmadığını açıklamaktır.

Kendi Reyine Göre Tefsir / Ön Yargılı Tefsir

  Metin tefsirinden hedefin, gerçeği keşfetmekten başka bir şey olmadığından İslam Peygamberi (s.a.a) İslam ümmeti kendi reyine göre tefsirden sakındırmış, bunu engellemeye çalışmış ve ön yargıyla Kur’an-ı Kerim'i tefsir edenleri Allah'ın azabıyla korkutmuştur; bu hadisleri müfessirler kendi kitaplarında nakletmektedirler; Resul-i Ekrem (s.a.a) "Kim Kur'an'ı kendi reyine göre tefsir ederse gerçeğe ulaşsa bile yanılmış olur, buyurmuştur."[4]

Kur'an’ın Batınla Tefsiri

kuran

  Daha önce belirttiğimiz gibi İslam müfessirleri Kur’an-ı Kerim'in tefsiri için bir takım kurallar belirtmiş ve müfessirin bu kurallardan dışarı çıkmamalarını istemişlerdir. Bu kurallardan birisi Kur’an-ı Kerim ayetlerinin bizzat kendisinin bildirmediği, delalet etmediği anlamın, bir ayete tahmil edilmemesidir. O ayet veya diğer ayetlerle desteklenmeyen bir anlamın tahmili, tefsir kuralları açısından tamamen geçersiz olan Kur'an'ın batıni tefsir yöntemine girer; Bir müfessirin bu yönteme baş vurması bir nevi ilahî vahiyle oynaması anlamına gelir.

  Tabii ki bu, Kur’an-ı Kerim ayetleri üzerinde düşünüp dikkat etmenin ve onda gizli olan gerçekleri çıkarmanın sakıncalı olduğu anlamında değildir. Çünkü dikkat ve düşünmek müfessirin vazifelerinden biridir. Müfessir ayeti tefsir ettiği anlamın doğruluğunu göstermek için o ayetten veya diğer ayetlerden bir karine göstermelidir. Hiçbir delil göstermeden bir ayeti tefsir edip sonuçta kendi düşüncelerini Kur’an-ı Kerim'e yükleyecek olursa işte bu kendi reyine göre tefsir sayılır ve sakıncalıdır. Bunun en belirgin örneği Batiniyye gruplarının yaptıkları tefsirlerdir. Batiniler Kur’an-ı Kerim'in bir zahiri ve bir de batını olduğunu, Kur’an-ı Kerim'in batınının zahirine nispeti beynin deriye olan nispeti gibi olduğunu ve Kur'an'ın batınına ulaştığımızda artık ibadet ve tapınmaya ihtiyacımız olmayacağını ileri sürmüş ve bu görüşleri için "Ve sana yakin gelinceye kadar Rabb'ine kulluk et" (Hicr, 99) ayetini delil olarak göstermişlerdir.


[1] - El-Burhan fi Ulum-il Kur'an, c.2, s.146-177.

[2]- El-İtkan fi Ulum-il Kur'an, c.2, s.1189-1224.

[3] - Menşur-i Cavid, c.3, s.276-310; 10. fasıl.

[4] - Tefsir-i İbn-i Kesir, c.1, s.5; bu hadisi Ebu Davud, Tirmizi ve Nesaî'nin naklettiklerini kaydetmiştir.

Hermonutik ve Tefsir İlmi 2

Hermonutik [1] ve Tefsir İlmi 1

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)