Kendini Islah Etmede İlk Adım 4
İlahi akibetlerden kurtulmak, o dehşetli akabelerden sıyrılmak ve cehennem ateşinden yakayı kurtarmak kolayca mümkün mü olacaktır -sanıyorsunuz-? Mutahhar imamların ağlayışları ve Hz. İmam Seccad’ın (as) inleyişlerinin öğretme amacıyla olduğunu ve -böyle yaparak -başkalarına- Allah’a nasıl yakarılması gerektiğini- öğretmek istediğini mi sanıyorsunuz siz? Sahip oldukları onca yüce makam ve Allah indindeki o büyük derecelerine rağmen yine de Allah korkusuyla ağlıyordu onlar; önlerinde bulunan -ve katetmeleri gereken- yolun ne kadar çetin ve tehlikeli olduğunu biliyorlardı çünkü. Zorluklardan, çetinliklerden, bir tarafı dünya,diğer tarafı ahiret olan ve cehennemden geçen Sırat’tan geçmenin zorluklarından haberdardı onlar.
Kabir, berzah ve kıyamet alemleriyle, bunların korkunç akabelerini biliyorlardı; bu nedenledir ki hiçbir zaman rahat edemediler ve daima ahiretin şiddetli cezalandırmalarından Allah’a sığındılar.
Bu dayanılmaz ve dehşet verici akabeler için ne -hal çaresi- düşündünüz, ne tür bir kurtuluş yolu buldunuz? Ne zaman kendinizi ıslah edip düzeltmeyi düşünüyorsunuz? Gençlik çağında bulunduğunuz, gençliğin enerjisini taşıdığınız, güçlerinize hakim olduğunuz ve bedenî zaafa henüz yenik düşmediğiniz şu çağınızda kendinizi düzeltip nefsinizi ıslah etmeyi düşünmezseniz canınızı ve vücudunuzu zaaf, güçsüzlük, halsizlik ve gevşekliğin kapladığı; irade, kararlılık ve direniş gücünü yitirdiğiniz ve günah yükleriyle kalbinizi alabildiğine karartmış olacağınız yaşlılık çağında kendinizi nasıl düzeltecek, nefsinizi nasıl ıslah edeceksiniz?! Aldığınız her nefeste, attığınız her adımda, ömrünüzü geride bıraktığınız her lahzâda bu ıslah işi daha da zorlaşmaktadır; -zaman geçtikçe- zulmet ve mahvınızın artması muhtemeldir.
Yaş ilerledikçe; insanın saadetine engel olan bu işler artmakta ve insanın -bunlarla baş edebilme- gücü azalmaktadır.
O halde, -biliniz ki- yaşlandığınızda nefsinizi ıslah edip kendinizi düzelterek, fazilet ve takva elde edebilmeniz zorlaşacaktır; o zaman tevbe edemeyeceksiniz, çünkü “tevbe ediyorum” demekle tevbe edilmiş ve Allah’a dönülmüş olmaz; bilakis, samimi bir pişmanlık duymak ve günahı terk etmeye azmetmek gerekir.[1] Pişmanlık duyma ve günahı terk etme azmi; 50- 60 yıl boyunca gıybet ve yalanla iştigal edip saçlarını günah ve Allah’a isyanda ağartanlar için gerçekleşecek şey değildir. Öyleleri, ömürlerinin sonuna kadar müptelâdır.
Gençler oturup da yaşlılık tozunun saçlarını başlarını ağartmasını beklemesinler -biz yaşlandık, yaşlılığı gördük, getirdiği zorluklarla sıkıntıları biliyoruz- siz gençken bir şeyler yapabilirsiniz, gençliğin enerji ve iradesine sahipken nefsanî isteklerinizi, dünyevî iştahlarınızı ve hayvani eğilim ve emelleri kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Ama eğer gençken kendinizi düzeltip nefsinizi ıslah etmenin bir yolunu bulmazsanız, yaşlandığınızda iş işten geçmiş olur artık. Gençken düşünün bunu; yaşlılık ve ihtiyarlık çağına bırakmayın.
1--Müminlerin Emiri Hz. Ali (as) şöyle buyururlar: “Şüphe yok ki istiğfar ve tevbe illiyyin derecesidir. Bu da altı merhalede gerçekleşen bir terimdir. Birincisi, geçmişten pişmanlık duymadır. İkincisi bir daha o geçmişi asla tekrarlamamak azmiyle dönüş ve -hata işlemekten- vazgeçiştir…” bk: Nehcu’l-Belaga, 1281, 409. Veciza. Daha fazla bilgi için bk: Kırk Hadis Şerhi, İmam Humeyni (ra) 17. hadis
Kendini Islah Etmede İlk Adım 3
Kendini Islah Etmede İlk Adım 2