Helâl Rızk Elde Etmek İçin Çaba Göstermek
Bir gün İmam Sadık’a (a.s.), bir Müslümanın evinde oturup bütün vaktini namaz ve ibadetle geçirdiğini, bu şekilde rızkını Allah’tan beklediğini ve akşamları Allah tarafından kendisine rızk gönderilmesini istediğini söylediler.
İmam (a.s.); "Onun duası kabul olunmaz." buyurdu.
Yine bir başka gün İmam (a.s.), tanıdığı bir Müslümana halini sorunca adamcağız; "Dünyalık peşindeyim efendim; işim gücüm dünya olmuş!" dedi. İmam; "Dünyalığı niçin istiyorsun?" buyurdular. Adam; "Çoluk çocuğumun rızkını temin edip namerde muhtaç olmamak için, akrabalarım ve yakınlarım arasındaki yoksullara yardımcı olabilmek, ihtiyacı olana infakta bulunabilmek, Allah’ın evini ziyaret edebilmek için." deyince İmam;
"Senin bu istediğin dünya değil, ahiretin ta kendisi!" buyurdular.
Fakir bir Mmüslüman, İmam Sadık’a (a.s.) hazretlerine -s- gelip rızık için duada bulunmasını, kendisinin pek fakir olduğunu söyledi., İmam (a.s.); "Asla böyle bir duada bulunmam senin için." buyurdular. Adam bunun nedenini sorunca; "Zira" buyurdu, "Allah TealaTeala hazretleri insanoğluna rızık temini için çalışıp çaba göstermesini emretmiştir. Sense evinde oturup dua vasıtasıyla rızkının gelip sana ulaşmasını istiyorsun, bu olacak şey değildir!"
Evet, bugün falan veya filan insanın yüksek takva derecesinden söz edilirken onun geçimini nasıl sağladığı, etrafındakilere karşı tekebbür gösterip göstermediği, taraftarlarını hizmetkâr misali kullanmaktan hoşlanıp hoşlanmadığı gibi sorular hiç sorulmamakta, soranlar da, "Büyük insanların hikmet ve kerametleri vardır, onların yaptıklarının hikmetinden sual olunmaz edilmez!" denilerek hemen terslenmektedir.
Gerçek hak aşıkları ise Allah Resulü’nün (s.a.a.) sünnetiyle ahlaklanmış kimseler olduklarından, kendi işlerini başkalarına yaptırmaktan ar eder, topluluk içinde diğerlerinden beslenen bir parazit değil, başkalarına da yardımcı kesilen, çalışkan ve emektar insanlar olduklarını gösterirler.
Bir gün hacc yolculuğundan Medine’ye dönen Mmüslümanlardan biri İmam’'ıi ziyarete gitmişti. İmam (a.s.), yolculuklarının nasıl geçtiğini sorunca; "Bizim kervanda çok mümin ve takvalı bir zat vardı;" dedi, "sürekli ibadetle meşguldü, ne zaman bir yerde konaklayacak olsak, hemen abdest alıp namaâza dururdu."
İmam; "Peki, onun diğer işlerini kim yapıyordu?" diye sorunca, adam; ""O sürekli ibadetle meşguldü, işlerini hep biz yapıyorduk." dedi. İmam; "O halde" buyurdu, "hepiniz ondan daha iyiymişsiniz, siz ondan daha fazla sevap elde etmişsiniz."
İtaat İzzeti
İmam Cafer-Us-Saddık (as) Ve Sufilerden Bir Grup