• Nombre de visites :
  • 4593
  • 3/2/2010
  • Date :

Yüce Allah Adildir

allah

  Biz Ehl-i Beyt dostları, Allah’ın adil olduğuna inandığımızdan, Allah Teala’nın insanları güçleri yetmediği şeylerden sorumlu tutmadığına inanıyoruz. Yani, Allah Teala herkesten kudret ve gücü oranında bir takım ödevler istemiş, kimseyi imkan ve yeteneğinden fazlasıyla görevlendirmemiştir.

  Yine inanıyoruz ki, Rahman ve Rahim olan Allah, herkese kendi eliyle kazandığını verir; hiç kimseyi başkasının suçuyla cezalandırmaz. Herkesin yaptığını kendisinden sorar ve halkı hükmünü açıklamadığı şeylerle kıyamet günü sorguya çekmez.

“Hiç bir günahkar diğerinin günahını yüklenmez.” (1) “Kim bir zerre ağırlığında iyilik yapmışsa, onu görür. Kim de bir zerre ağırlığında kötülük yapmışsa onu görür.” (2)

  İşte bu amaçla iman edenleri cennetle müjdelemeleri, inkarcıları ise cehennemle korkutmaları için peygamberler göndermiş, insanlar aralarında ayrılığa düştükleri şeyde hak üzere hükmetsinler ve doğru yolu bulsunlar diye, o peygamberlerle birlikte kitap ve ölçek de indirmiş ki, bunların gelişinden sonra insanların, yarın kıyamette “Bizi imana çağıran olmadı” diye Allah’a karşı bir hüccet ve özürleri olmasın. “Eğer onları ondan önce bir azaba uğratarak yok etseydik:

“Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmazdan önce ayetlerine uysaydık, olmaz mıydı?” diyeceklerdi.” (3)

  Hükmünde hikmet sahibi olan Aziz Allah, bir de son din olan İslam dinini kamil kılmak amacıyla Resulullah (s.a.a)’dan sonra, Hz. Ali (a.s) ilki olmak üzere, masum imamlar tayin etmiş, böylece herkese doğru ve yanlış yolu göstermiştir.

allah

  Kimseyi hakikati kabullenmeye zorlamadığı gibi, hakikati bulmak isteyenlerin karşısına zorluk da çıkarmamıştır. Seçim hakkını, gerçek yolu gösterdikten sonra herkesin kendine bırakmıştır. Dileyen şükredenlerden olup Allah’ın yolunu seçer, ya da nankörlük edenlerden olup şeytanın yolunu seçer.

“Biz ona (insana) yol gösterdik. İster şükreder, isterse de nankör olur.” (4)

Hz. İmam Cafer Sadık (a.s)’dan şöyle rivayet edilmiştir:

“Allah’ın, kullarını günahlara zorladığına veya onları güçleri yetmediği şeylerle görevlendirdiğine inanan bir kimsenin kestiği etten yemeyin, şahitliğini kabul etmeyin, arkasında namaza durmayın ve ona zekâttan hiçbir şey vermeyin.”(5)

  İbrahim bin Ebu Mahmut diyor: “Hz. İmam Rıza (a.s)’a: “Acaba Allah, kullarına güçleri yetmediği şeyleri teklif eder mi? (onlardan ister mi?)” diye sordum. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: “Bunu nasıl yapar? Halbuki kendisi Kur’an’da: “Ve Rabbin asla kullara zulmedici değildir” (6) buyurmuştur.” (7)

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Yemin ederim o Allah’a ki, kullarına güçlerinin yettiği miktardan daha aşağı şeyleri teklif etmiştir. Güçleri daha fazla olduğu halde onlara, gece ve gündüzde ancak beş vakit namaz kılmayı, yılda sadece bir ay oruç tutmayı ve ömür boyu ancak bir defa hacca gitmeyi vacip kılmıştır.” (8)

  Buna göre Allah Teala’nın adaletiyle ilgili olarak yukarıda değindiğimiz hususların ispatı için Ehl-i Beyt mektebinin ikame ettiği delilleri şöyle sıralayabiliriz:


(1)- Zümer: 7

(2)- Zelzele: 7, 8

(3)- Tâhâ: 134

(4)- İnsan: 3

(5)- Vesail-uş Şia c.5 s.391)

(6)- Hac: 10

(7)- Bihar-ül Envar c. 5 s. 11

(8)- Vesail-uş Şia c.1 s.15


Sünnet-i İlâhî

Tevhid ve Velileri Vesile Kılma -Tevessül

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)