Gençlik nedir? Biz ne kadar genciz? 1
Mona İslam
Tüm kültürlerde, tüm coğrafyalarda “Gençlik” ve halleri önemli mevzulardandır. Gençlerini iyi terbiye etmiş, iyi yetiştirmiş kültürler olgunluk zamanlarında edebiyatçılar, filozoflar, şairler, sanatçılar, alimler, esaslı devlet adamı ve siyasiler yetiştirir, bir medeniyet ortaya koyarlar. Bunu becerememiş olan kültürlerde ise gençlik bir kabus gibi, sefahat, zulüm, aşırılık, taşkınlık, baştan çıkma halinde kontrol edilemeyen bir güç olarak toplumları kaosa ve çöküşe sürükler. Bu yüzden ekseriyetle sanıldığı gibi çok genç nüfusa sahip olmak daima bir avantaj değildir. Kimi zaman o, kontrol edilemez bir felaketin, yakın bir kıyametin bile habercisi olabilir. Gençlik bir radyoaktif çekirdek gibidir, kendi haline bırakılırsa radyasyon yayar, kötü ellere geçerse atom bombası olur, iyi ellerde ise büyük bir enerjiye dönüşür.
Bu yüzden büyüklerimiz gençlere nasihatler etmiş, onların büyük ve aslında yönlendirilirse dünya ve ahiretlerinde çok faydalı olacak enerjilerini, şeriat ve sünnet-i seniyye adabı ile terbiye etmeye çabalamış, son derece dinç ve kuvvetli olan nefs-i emmarelerini tahdid ederek onlara gerçekten mutlu olacakları yol ve istikametleri göstermişlerdir. Bu anlamda Üstad’ın Gençlik Rehberi’ndeki himmeti, gayreti ve çabası kanaatimce böyle özetlenebilir.
Fütuhat-ı Mekkiye müellifi bugünün insanlarını ve bugünkü gençlik tanımlarımızı hayli sarsacak, ezberleri bozacak farklı tanımlamalarla karşımıza çıkar. O gençlik kavramını yani kendi tabiri ile “fütüvvet”i Hz. İbrahim ile özdeşleştirir. Onun kavmi karşısındaki baş kaldıran, korkusuz, tutumu, akli muhakemesi yüksek arayışı, put kırıcılığı, babasına olan vefa ve sadakati, kainata bakışı, tehlikelere göğüs gerişi İbn Arabi nazarında ideal bir “feta” (genç) örneğidir. Ona göre genç, yaratıklara muamele ederken, imkanı ve kudreti ölçüsünde gücünü Hakkı razı edecek şekilde harcayan kimsedir. Fütüvvet ehli kendilerine kötülük etseler bile yaratıklara iyilikle muamele eder. Hz. İbrahim’in putperest babasına Allah men edinceye kadar dua etmesi, Lut kavminin kurtulması için meleklerle pazarlık etmesi bu kabil anlaşılmalıdır. Bilindiği gibi Hz. İbrahim Lut kavmine azap mukadder olduğu zaman oldukça yaşlanmıştır, buradan anlıyoruz ki, gençlik yani fütüvvet bir yaştan ziyade bir haldir. Bu hali muhafaza edenler kaç yaşında olursa olsun gençtirler. Ve gençler tıpkı Hz. İbrahim gibi kendilerine azap mukadder olmuş bir toplumu bile kurtarabileceklerini kuvvetle umut ederler.
Şeyh’e göre “Var olanların değerini ve İlahi Mertebenin değerini bilen kimse genç (feta) olarak isimlendirilir” Yani genç, Rabbinin kıymetini ve kulların kıymetini bilir. Bu yüzden her varlığa layık olduğu şekilde muamele eder, ve yine tam da bu sebeple öne alınması gerekeni önceler, ertelenmesi gerekeni erteler. Elbette Allah’ın rızasını kazanmak öncelenmesi gerekendir, nefsinin arzularını tatmin etmek ise ertelenmesi gerekendir. Genç nefsi arzu ile dolu olduğu halde Rabbini önceleyendir. Gencin ertelemesi elbette “bizden geçmiş” diyen bir yaşlının ertelemesi gibi değildir. O’nun arzusunu kendi arzusunun önüne koyan kendi arzu ve dileklerini O’nun hikmetine ve iradesine havale edendir. Bu yüzden bir şeyi tutturacaksa, bir hususta inat edecek, hırs gösterecekse, ki bunlar gençlerin olmazsa olmaz karakterleridir, bunu Allah’ın rızasını kazanmakta gösterecek, O’nun muhabbetini elde etmekte, şeytan ile mücahede etmekte, nefsine direnmekte yapacaktır.
Gençlerin Dünyaya Bakışı
Gençlikten istifade edin (4)