Aile ocağında kadın hakları 3
Şehit Mutahhari"ye göre, kadın huzurlu, neşeli ve canlı kalabilmek için erkekten daha fazla bir dinlenme süresine ihtiyacı vardır. Yaradılış kanunu erkekle kadın arasındaki farklılıkları göz önünde bulundurup, erkekle kadın arasında uyum ve koordinasyon sağlamış ve onları biri birinin tamamlayıcısı kılmıştır. Bu nedenle İslam açısından kadın kendi geçimini ve aile geçimini sağlama yükümlülüğüne sahip değildir. Erkeğin kadına nafaka ödemesiyse Şeri bir vecibedir.
İslam kadının ruhi ve bedeni zarafeti ve latifliğini göz önünde bulundurarak onların çalışmasını zaruri saymıyor.
Buna karşılık kadınların kabiliyet ve yeteneklerinin geliştirilmesi ve toplumsal ihtiyaçlarının sağlanmasını öngörüyor.
Batıda erkek ve kadın eşitliği, kadının ev dışında çalışmasıyla endekslenmiştir. Batılı anlayışta kadının fizyolojik ve doğal özellikleriyle kadın ve erkeğin doğal farklılıkları göz ardı edilerek "Erkek ve kadın eşitliği"nden söz ediliyor. Bu yaklaşım kadınların ruhi depresyonlarına ve fiziki deformasyonlara yakalanmalarına sebep olup, aile ocağının çökmesine sebep olmaktadır.
Amerikalı sosyolog Gerhard Lenski "Beşeri toplumun gelişim seyri hakkında" başlığını taşıyan kitabında şunları yazıyor;
kadınların sanayi ve ev dışı çalışma alanlarına yoğun bir şekilde katılmaları sonucu, boşanma ve suç işleme oranı artmıştır.
Bu değerlendirme yayınlanan resmi rakamlar üzerine yapılmaktadır.
Psikologlara göre, kadınlar, ruhi ve bedeni özeliklerinden dolayı mesleki çalışmalarıyla annelik ve kadınlık görevleri arasında uyum sağlamada zorlanıyorlar ve kendi ailevi yükümlülüklerini yerine getiremiyorlar. Nitekim çalışan kadınlar, annelik ve kocalarına karşı kadınlık görevlerini ihmal ediyorlar.
Amerikalı kadın hastalıkları uzmanı Dr. Jessica Anderson"a göre; kadınların eğitim ve mesleki alanlarındaki çalışmaalrı ve gelişmelerine paralel olarak onların annelik ve kadınlık görevleri yerde kalıyor. Nitekim Çalışan kadınlar, çeşitli zorluklarla karşılaşıp, sağlıkları da bozuluyor.
Dr. Jessica Anderson"un yaptığı değerlendirmelere göre, Amerika da çalışan annelerin ve kadınların yüzde 60"ı ailevi sorunlar yaşıyor ve büyük bir ruhi ve manevi boşluk hissediyorlar. Bu nedenle tehlikeli stres ve ruhi bunalımlara yakalanıyorlar.
Şüphesiz bu ailevi ve toplumsal sorunlar, kadın ve erkeğin yaradılış özelliğindeki farklıların göz ardı edilmesiyle meydana gelmektedir. Batılı güçler, kadınının ekonomik ve mali bağımsızlığını bahane ederek, kadınları ağır iş kollarında çalıştırmaya başlayıp, kadını ekonomik alanda erkeğin rakibi olarak sui istimal ettiler. Batılı Kadın da erkekle eşit seviyeye ulaşmak için annelik ve kadınlık görev ve mesuliyetlerinden feragat etti. Buna karşılık kadın kendine yakışır ailevi ve toplumsal değerlerle konumlara da ulaşamadı.
İslam açısından kadın aile ocağında aşk, sevgi ve terbiyevi bir yükümlülük taşımaktadır.
Kadın bir anne ve eş olarak özel değer ve konuma sahiptir.
Bu temelde kadın ailevi konumuyla birlikte toplumsal ve siyasi, kültürel alanda da aktif bir rol üstlenebilir.
Aile ocağında kadın hakları 2
Aile ocağında kadın hakları 1