Birileri çok kötü şeyler planlıyor! 2
Öyle ise feci, öyle değilse daha feci. Ama her halde de İsrail'in bu gizemli tavırlarının arkasında İran meselesi var. Bazı çevrelere göre İsrail'in İran'a saldırı hazırlıkları yoğunlaştı. İran, hava savunma sistemi için Rusya'dan S-300 almak istiyor, bu doğru. İran füzeleri İsrail'i tehdit ediyor, doğru. İran'ın nükleer çalışmalarında geri adım atmıyor, atmayacak da, doğru. İsrail, ABD'yi razı edemese de bu gidişi durdurmak için her yolu deneyecek, bu da doğru. İsrail bütün bölgeyi tehdit ediyor, bu da doğru.
Gerilim, bütün bölgeyi silahlanmaya itiyor. İran ve İsrail bütün güçleriyle silahlanırken ABD, Ortadoğu'yu kendi güvenlik şemsiyesine alma düşüncesinde. İşte burada Türkiye de devreye giriyor. Ankara'nın hava savunma sistemi için çalışmaları biliniyor. Bir yanda Rusya'nın S-300'ü beraber üretelim teklifi için bu ülkeye teknik heyet gönderiliyor, diğer yandan ABD'nin Patriot füzeleri için hazırlık yapılıyor. Nitekim son birkaç gündür Türk basınında çıkan konuyla ilgili haberlerin hiçbiri bu tartışmaların, gelişmelerin dışında değil. Milli Savunma Bakanlığı'nın 9 Eylül tarihli açıklaması, gelişmeleri doğrular nitelikte. Milyarlarca dolarlık silah ihaleleri var tartışacağımız.
Ancak biz bunu 1 Eylül'de yazdık. Daha önce yazdık. Üstelik çok güçlü tezlere dayanarak yaptık bunu. Temmuz ayında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton görünüşte sıradan bir açıklama yaptı. "İran'ın nükleer çalışmalarından vazgeçmemesi durumunda, komşularının silahlandırılacağını ve bölgede Amerikan savunma şemsiyesinin kurulacağını" açıkladı.
Bu açıklama, 21. yüzyılın güçler dengesini belirleyecek, her ülkenin kaderini etkileyecek bir açıklamaydı. Biz şu yorumu yaptık: ABD ve Avrupa, Batı'ya yeni Doğu sınırı çiziyorlar. Bütün güvenlik politikalarında bunun izlerini görüyoruz. Soğuk Savaş döneminde bu güvenlik kalkanı Doğu Avrupa'daydı. Şimdi Ortadoğu'ya kaydı. Savunma hattı Doğu'ya kaydırıldı. Önceden Doğu-Batı sınırı, Doğu Avrupa, Boğazlar, Süveyş olarak görülüyordu. Yeni sınır Gürcistan, Doğu Karadeniz, İran-Türkiye sınırı ve Basra Körfezi.
Bütün bölgenin kaderi değişecekti. Belki Ortadoğu kavramı bile ortadan kalkacaktı. Eylül başında Polonya'nın Wyborcza gazetesi, ABD'nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde füze kalkanı sistemi kurmaktan vazgeçtiğini, bunun yerine Türkiye veya İsrail'i düşündüğünü iddia etti. Gazete, Obama yönetiminin füze kalkanını savaş gemilerine yerleştirmeyi veya Türkiye ve İsrail'deki üslere ya da Balkanlar'da bir yere kurmayı düşündüğünü yazdı. Gün geçtikçe bu bilgileri doğrulayacak gelişmeler oldu.
İşte Türkiye'nin füze kalkanı hikayesi de, İran'ın S-300 hikayesi de, Netanyahu'nun 14 gün kayıplara karışmasının sebebi de, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Malezyalı silah tüccarları üzerinden füze satın almasının sebebi de, İsrail'in gizli savaş hazırlıkları da bu derin bölünmeyle, Batı'nın yeni Doğu sınırının çizilmesiyle ilgili.
Şu bir gerçek; birileri bugünlerde çok kötü şeyler planlıyor. Bakalım nasıl patlayacak! Bu sessiz gelişmelere çok dikkatli özlemeyi öneriyorum. Biz izlemeye ve aktarmaya devam edeceğiz.
İbrahim Karagül
Birileri çok kötü şeyler planlıyor! 1İsrail, ırkçı bir apartheid devletidir (2)