Hz. Peygamber’in (saa) Beklenen Oğlu
Cennet, senin yüzünün seyredildiği sabahtan başka bir şey değildir.
Bahar, senin mis kokulu nefesinden başka bir şey değildir.
Yıllardan beri doğacak bir çocuktan bahsedilmektedir. onunla ilgili çok sözler söylenmekte ve nakledilmektedir.
Allah Reslulü’nün (saa) zamanından beri onun dilinden öyle birinden bahsediliyordu ki o kişi peygamberin neslinden olacak, dünyaya gelecek, dünyayı adalet ve gerçek hukukla yönetecektir.
Bu gaybi haber müminleri, hak yolunun izleyicilerini ve tarihin zulüm görmüş mazlum halklarını sevindirdi ve ümitvar kıldı. Onlara daha güzel ve aydınlık dolu bir geleceği müjdeliyordu.Buna karşılık zalimleri, batıl güç odaklarını ve zorbaları endişelendiriyordu.
Hz. Muhammed’in (saa) hak vasileri olan Ehlibeyt İmamları da kendi zamanlarında her yerde onun gelişini müjdeliyor, onun özelliklerini anlatıyorlar, onu beklemenin ve bu süre içinde halkın görevlerinin ne olduğunu söylüyorlardı. Onun evrensel yeryüzü hakimiyeti döneminden söz ediyorlardı.
Bu nurlu sözler hadis kitaplarının birçok bölümlerini oluşturuyordu. Dilden dile, gönüllerden gönüllere aktarılıyordu. Ravilerce kitaplara ve el yazmalarına kaydediliyordu. Kaynaklarda o, “Kaim-i Al-i Muhammed” (=Muhammed ailesinin Kaimi) diye anılıyordu.[1] Ancak o “Kaim” kim idi? Bu unvan hangi İmam’a ait idi?
Zaman zaman bazı Ehlibeyt İmamları’ndan soruyorlardı: Acaba “Kaim” siz misiniz? diye. Buyurdular ki:
“Hepimiz kaimiz; ancak geleceği bildirilen kaim en son İmam ve Hüseyin İbn. Ali’nin (as) neslinden dokuzuncu evlattır. Allah onun eliyle dünyayı ıslah edecek, bütün zalimleri yok edecek, dünyanın heryerine adaleti yerleştirecektir.” [2]
Böyle olunca, Kaim’in sevenleri ve aşıklarının yanı sıra dünyaya gelir gelmez onu ortadan kaldırmak için pusuda bekleyen düşmanları da olacaktır. Aynen İsrailoğulları’nın kurtulması için Hz. Musa’nın (as) geleceğinin müjdelenmesi, firavuni güçleri korkutması gibi. Onun ortaya çıkışını engellemek için Firavun ne planlar yapmadı ki? Nice erkek çocukları öldürdü.[3] Ama Allah’ın tedbir ve planı gerçekleşti, Firavun’un planı bozuldu. Musa’nın (as) annesinden doğması Allah tarafından gizlice gerçekleşti. Büyüdü, peygamber seçildi ve mazlum İsrailoğulları’nı kurtardı. Firavun ve ordusu başka zalimlere ibret olarak Nil nehrinde boğuldu.[4]
Abbasi Halifeleri Şia İmamları’nı gözetim altında tutuyorlardı. Çünkü biliyorlardı ki o beklenen kişi Ehlibeyt İmamları’nın soyundandır. Özellikle İmam Hadi ve İmam Askeri (as) zamanlarında kontrol ve gözetim daha fazla arttırıldı. Hem İmam Hadi, hem İmam Hasan Askeri’yi (as) Samerra’daki askeri bölgeye zorla yerleştirdiler ki halife ordusunun kontrolü altında bulunsunlar.
İmam Hasan Askeri (as) askerlerin gözetimi altında tutulduğu için bu isimle tanınır oldu.
Allah istedi ki beklenen bu çocuğun doğumu da mücizevi bir şekilde düşmanların avuçları arasında gerçekleşsin.
Şimdi bu kutlu çocuğum mucizevi ve özel doğuşuna geçelim. Onun doğuşu, hayat coşkusu kazandırdı, ümit ruhunu aşıladı, zaman yepyeni bir çehreye büründü.
Tatlı bir müjdeyle geldin
Gül kokusu göğü sardı
Gamlı gönüllere müjden
Taze bir mutluluk saldı.[5]
1-Örneğin; Kuleyni, el-Kafi, c.1, s.397
2-Örneğin; Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c.36, s.226
3-Kasas Suresi, ayet;4
4-Kasas Suresi, ayet;40
5-Ali Asğar Seyyid Abadi
Cevad Muhaddisi’nin “Ümit Sabahı” kitabından alıntıdır.
Sayfa:11
Diğer Dinlerde Mehdi İnancı 13
İmam Mehdi Dinin Korunmasına Vesiledir