MEVLANA"NIN VASİYETİ
Ben size, gizli ve aleni, Allah'tan korkmanızı, Az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, daima şehvetten kaçınmanızı, halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı,avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak durmanızı, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olmanızı vasiyet ederim...
İnsanların hayırlısı insanlara faydası dokunandır.
Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır.
Hamd yalnız ve tek olan ALLAH'a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun. Ne güzel bir veda ve ne duru bir vasiyet değil mi? Mevlana ayrıca kendi ölümü ile ilgili olarak da çok feyz alınacak sözler etmiştir. Ölüm ve vasiyet üzerinde bu kadar israr ediyor olmam, ölümün aslında bir, dünya zindanından kurtuluş ve özgürleşme olduğuna inandığımdan. Bu iyice anlaşıldığında, o hayatımızda en çok korktuğumuz ölüm, bakın nasıl bir şölene dönüşüyor .
Mevlana'nın gözünde: Ölüm gününde tabutum yürüyüp gitmeye başladı mı, bende bu dünyanın gamı var, dünyadan ayrıldığıma tasalanıyorum sanma; bu çeşit şüpheye düşme.Bana ağlama vah etme. Şeytanın tuzağına düşersem işte hayıflanmanın sırası o zamandır.Cenazemi görünce ayrılık deme. O vakit benim buluşma ve görüşme zamanımdır.Beni kabre indirip bırakınca sakın elveda deme; Zira mezar cennetler topluluğunun perdesidir.Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret. Güneş'e ve Ay'a batmadan ne ziyan geliyor ki?Sana batmak görünür, ama o, doğmaktır. Mezar hapis gibi görünür ama o, canın kurtuluşudur.Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?Hangi kova kuyuya salındı da dolu çıkmadı? Can Yusuf'u ne diye kuyuda feryat etsin?Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç. Zira senin hayhuyun mekansızlık aleminin fezasındandır.Kardeş, mezarıma defsiz gelme; Çünkü Allah meclisinde gamlı durmak yaraşmaz.Allah beni aşk şarabından yaratmıştır. Ölsem, çürüsem bile, benim yine o aşkım.Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönlündedir.