Kur"anca İletişim
“Doğrudan Kur’andan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı”M.Akif Ersoy.
İnsanın görevi; her türlü fedakarlığı yapmak, diğer insanlara yardım etmektir. Bunun adına- içinde Allah rızası varsa- ibadet denir. Zaten; art niyetsiz, samimi olarak yapılan her şeyin adına aynı zamanda “AMEL-İ SALİH” denir. Kur’an-ı Kerim’de: “İnsan zarardadır. Ancak iman eden, amel-i salih işleyen ve hakkı, sabrı tavsiye edenler hariç....” buyurulur.
“İnandım, iman ettim, ben de Müslümanım...” demek yetmiyor. İşin içine eylem, aktivite, fiil girmeli, mutlaka söylemlerimizi eyleme dönüştürmeliyiz. Üzümün çöpü, armudun sapı var, demenin manası yok. Bu insanlar bizim insanımız. Biz nasıl insan isek, diğerleri de aynı şekil ve biçimde insandır. Rengi, ırkı, milliyeti, inancı, kültürü, mensubiyeti, mezhebi.... ne olursa olsun!
Çektiğimiz sıkıntıların kökeninde; söylemi çok, eylemi az yapmak yatmaktadır! Ne hikmetse çok konuşuyor, az çalışıyoruz! Halbuki, çok çalışıp, az konuşmamız gerekmez mi?
Hep: “İnsanlarımız, eğitimden yoksun, onları din eğitiminden mahrum bıraktılar....” gibi laflar ediyoruz. Ama: “Haydi sen, bir bilen olarak bu işe el at, çocuklarımızın dini eğitimini üstlen”. Dendiğinde niçin kenara kaçıyoruz? Köylerimizde dinini bilmeyen, Kur’an okumasından habersiz bir çok insanımız var. Neden köylerde görev yapmayı denemiyoruz? O kadar ki köylerimizin bir kısmında; boy abdestini, namaz abdestini, namaz kılmasını bilmeyen insanlarımız mevcut! Bunların vebali kimin? Hizmet yapmak istiyorsak, kaçmadan ve yer şartı koşmadan, insana sadece insan olduğu ve onların öbür âlemde cezaya çarptırılmamaları için elimizden geleni yapmaya mecburuz.
Her şeyi okullardan, diyanetten, din görevlilerinden, devletten beklemek yanlıştır. Allah’ın emri, herkesedir. Müslümanlığın tadını almak, adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, mutluluğun hazzına varmak isteyenler, rahatını bir kenara bırakıp insana hizmete koşmalıdır. Hizmette; fedakarlık, cefakarlık, sıkıntılara göğüs germek, sabır, sebat... vardır.
Her iş veren yanında çalıştırdığı insanların eğitiminden birinci derecede sorumludur. Eğitimi sadece okulla sınırlı kılamayız. Ailede, okulda, çevrede, hayat boyu eğitim vardır. Onun için Allah; “RABBÜ’L ÂLEMİN”dir. Bütün kainatın eğitimcisi. Ölmedikçe, mezara girmedikçe elimizin altındakilerin eğitiminden uzak kalamayız. İlgisizlik, bana necilik, vurdumduymazlık... yoktur.
Bir ilahiyatçı olarak; kendimi insanların dini eğitimi konusunda sorumlu tutuyor ve nerede olursa olsun, zaman ve mekan gözetmeksizin, ülke ayırımı yapmadan, bütün dünya insanlarını dini eğitime tabi tutmanın birinci derecede bir görev olduğunu söylemek istiyor, bütün ilahiyatçı ve ilahiyatlıları göreve çağırıyorum. Çünkü bu insanlar dini eğitim aldıkları için din eğitimini en iyi ve hatasız biçimde verirler. İşi, ehil ellere bırakmak gerekir. Bu konuda konferanslar vermek, seminerler tertip etmek, ev ev, iş yeri iş yeri dolaşıp insanların gönlünü fethetmek şarttır diye düşünüyorum. Neden mi? Tarihte; Abdalân-ı Rum, Gâziyân-ı Rum, Bâcıyan-ı Rum denilen kimseler vardır.görevleri; hiçbir insanı atlamadan, tek tek, fert fert, eğitimden geçirmek, dini eğitimden mahrum etmemek! Sağlam bir ülke yönetimine sahip olmak istiyorsak, mutlaka insanlarımızı dini ve manevi eğitimden geçirmek zorundayız.
Kim elini çabuk tutarsa, kim yaşarken, mutluluğu yakalamak isterse, dini eğitime önem vermelidir! Bunun çeşitli yöntemleri mevcut. Burada bu konuya girecek olursak, ne sayfamız yeter, ne zamanımız. Ancak uygulamak ve yerinde bizzat göstermekle mümkündür. Yeter ki talep olsun, yeter ki insanlarımız arzulu durumda bulunsun.
Din eğitimi vermek için; vakıflar, dernekler, kültür merkezleri... kurmak, kitaplarla, dergilerle, sinema ve tiyatro gösterileri ile devamlı insanları meşgul etmek gerekir. Hıristiyanların filmlerinde sık sık haç ve kilise ön plana gelmiyor mu? Her yabancı filmin içinde Hıristiyanlık kokmuyor mu? .....
Kazım Öztürk
-----------------------------------------------------------
Ey teslimiyet, senin adın İslam’dır
Kur’ân ve Sıla-i Rahim’de Bulunmak
Kurân Penceresinden “Ümit”
Kuran ile Yaşamak
Vuslat Yolları