• Nombre de visites :
  • 4553
  • 14/2/2009
  • Date :

Çocuk ve Dini eğitim

namaz

      Ebeveynler, çocuklarının yapabildikleriyle yetinip daha fazlasını istememelidirler.

        Dini eğitim hedeflerinden birisi de çocukların psikolojik gelişimi ve buna bağlı olarak da özgüven ve kendilerine inanmalarını sağlamaktır. Kendisine güvenmeyen bir insan, aslında psikolojik bir felç yaşıyor ve diğer insanlara bağımlı bir şekilde yaşamını sürdürmek zorundadır.

        Ancak kendisine güvenen bir insan, bilimsel, sosyal veya manevi başarılara imza atabilir.

Bir insan olarak, yaptığımız işlerden ne denli etkilendiğimizin farkında olursak, yaptığımız her işin amel defterimizde kaydedildiğinin ve bu amellerin bize şekil verdiğinin farkında olursak, Allahın bize verdiği irade gücüyle kendi hayatımıza şekil verebileceğimize ve Allah’ın aslında, yapamayacağımız işleri bize yüklemediğinin farkına varırsak, işte o zaman, sahip olduğumuz yetenekleri keşfedip kullanmakta zerre kadar tereddüt etmeden elimizden gelen bütün çabayı gösterir ve yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışırız.

        Çocuklarla fikirleşmek ve onlara danışmak, kendilerini değerli hissetmelerini sağladığı gibi, aile ruhunu benimsemelerine ve aile içinde kaynaşmaya sebep oluyor. Bunun bir sonucu olarak da çocuklar, artık sorunlarını ehil olmayan yabancı kişilerle değil de, aileleriyle paylaşmayı tercih ediyorlar.

       Çocuklara danışmak, onların kendilerini aileye karşı sorumlu hissetmelerine ve aile sorumluluğuyla tanışmalarına vesile oluyor; onların aile hayatı hakkında düşünmelerine ve hayatın gerçekleriyle tanışmalarına sebep oluyor.

        Çocuklara danışmak, onların aile içinde ve dışında gelişen olayları analiz etmelerine ve düşünce güçlerinin gelişmesine sebep oluyor. Nitekim kuran da insanları düşünceye davet ediyor ve diğer insanların peşinden basiretsizce gitmelerini kınıyor.

       Çocukların düşüncelerini almak ve yanlış düşüncelerini, onları incitmeden, güzel bir dille düzeltmek, çocukların yaratıcılık, yardımseverlik, sorumluluk ve birçok yönünün gelişmesini sağlıyor.

      Buna karşılık, çocuklara yönelik diktatörce davranmak ve birtakım düşünce veya işleri benimsemek zorunda bırakmak ise, çocukların asileşmesine ve huzursuz, huysuz, asi bir kişiliğe sahip olmalarını sağlıyor.

      Çocuklara danışırken veya onlardan bir iş yapmasını isterken mutlaka çocukların kapasitesini de gözetmek zorundayız; çocuğunuzun yapamayacağı bir işi kendisinden istediğinizde, bu işi yapamaması onun özgüvenine zarar verebilir.

     Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: Ebeveynler, çocuklarının yapabildikleriyle yetinip daha fazlasını istememelidirler.

       Kendisine güvenen ve yeteneklerini seven bir çocuk istiyorsanız, kesinlikle başka çocukları onların yanında överek veya yeteneklerini söyleyerek çocuğunuzu harekete geçirebileceğinizi düşünmeyin; çocuğunuzu başka çocukların yanında küçük düşürecek bir davranışta bulunmayın. Bu tür davranışlar, çocukların özgüvenine zarar verdiği gibi onların kendilerini işe yaramaz beceriksiz bir insan olarak hissetmelerine sebep oluyor ve dahası, kıskançlık duygularının kabarmasına yol açıyor. Bu şekilde uyanan kıskançlık duygusu ise çok yıkıcı olabiliyor ve çocuğunuzun geleceğini çok önemli ölçüde olumsuz etkisi altına alabiliyor.

      Yüce Allah, Kitabında ve gönderdiği peygamber aracılığıyla insanları değişik yeteneklerle donattığını duyurmuştur. Dolayısıyla sadece kendi isteğimizi tatmin etmek için çocuğumuzda olmayan bir yetenekten ötürü onu küçük düşürmemiz, aslında Allahın bize verdiği bu güzel emanet’e iyi bakmamaktan başka bir şey değildir. Çocuğumuzdaki yetenek veya yetenekleri keşfedip onu bu yönde ilerletmek yapabileceğimiz en doğru seçenekken birçok anne ve baba, sadece çocuklarında görmek istedikleri ama göremedikleri özelliklerden ötürü Allah’ın onlara saf ve temiz olarak sunduğu bu emanet’e zarar veriyor ve geleceğini karartıyorlar.

       Peygamber efendimiz, haset ve kıskançlık hakkında şöyle buyuruyor: Haset’ten uzak durun zira ateş, odunları yaktığı gibi, haset de iyilikleri yakıyor.

       Çocuklarımızın arasında ayrımcılık yapmak da diğer kardeşlerin haset duygusunu uyandırabilen başka bir yanlış davranıştır. Peygamber efendimiz, ashabıyla konuşurken, bakışlarında bile adaletli davranıyor ve her yöne eşit miktarda bakıyordu. Durum böyle iken, sadece bir çocuğumuzu sevmek veya sadece bir çocuğumuzu sevmemek, kısaca çocuklar arasında ayrımcılık yaparak, adaletlice davranmamak bir yana, “peygamberim Muhammed’dir” diyen bir kişiye yakışmayan bir davranış biçimidir.

       Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: Kendiniz için adaletlice davranılmasını istediğiniz gibi çocuklarınıza karşı da adaletlice davranın.

       Adaletli davranmak, çocukların her birinin sahip olduğu farklı yeteneği gözetmemek anlamında değildir. Bir baba veya bir anne olarak, her çocuğunuzun farklı yeteneğini keşfedip onu o yönde ilerletmelisiniz. Ama bunu yaparken diğer kardeşlerin kıskanmasını sağlayacak bir şekilde davranmalısınız.

      Çocuklarınıza verdiğiniz sözlerinizde durmak, yapamayacağınız veya uygun olmayan vaatlerde bulunmamak, sözlü saldırılardan kaçınmak ve çirkin sözcükler kullanmamak, diktatörce davranışlar sergilememek, aşırı kınama ve azarlamalardan uzak durmak, başka çocuklarla kıyaslamamak, denetimle birlikte serbest bırakmak, uygun sorumluluklar yüklemek, yaptıklarına saygı duymak, onları korumak ve doğru inançlara yönlendirmek her baba ve annenin mutlaka gözetmesi gereken diğer önemli konulaedır.

    Zehranet


Çocuk Eğitimi

Çocuğun Şahsiyeti

Çocuğa Manevi Eğitim Verilmesi ve Kişilik Oluşum

ÇOCUK VE DİNİ İNANÇLAR

Çocuğun Ahlaki Eğitimi

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)