• Nombre de visites :
  • 2374
  • 19/12/2013
  • Date :

Kur’an-ı Kerim ve Tabiat-2

kur’an-ı kerim ve tabiat

Kainatın Yaratılışı

Pozitif ilim metodları ile incelenmesi tam olarak mümkün olmayan konulardan birisi  kainatın  yaratılışı meselesidir. Bununla birlikte bu konu ilim adamlarının daima ilgisini çekmiş ve çözülmesi gereken bir konu olarak zihinlerde canlılığını korumuştur. Hiç şüphesiz ilim adamlarınca bu konuda çeşitli faraziyeler-teoriler öne sürülmüştür.

Tüm bunların hepsi birer faraziyedir ve kesin değildir. İspatı da şu anda mümkün değildir. Ve uzun bir süre daha mümkün gözükmemektedir.Hatta bilim adamları bu teorileri kendi inanç ve ideolojilerine göre kullanmışlardır. Bazıları bu bilgileri Allah'ın varlığına ve yaratıcılığına delil olarak kullanılırken; bazı materyalistler ise bu bilgileri, Allah diye bir yaratıcının bulunmadığına delil olarak göstermişlerdir.

Kuran-ı Kerim'de kainatın yaratılışı konusundaki en dikkat çekici ayet, Enbiya Suresinin 30. ayetidir. Bu ayette “Kafirler görmediler mi ki, gökler ve yer birbirine bitişik idiler, onları biz ayırdık ve her canlıyı sudan yarattık. Hala iman etmezler mi?”‌ denilmektedir.

Bu ayette, yaratılıştan bitişik ve kaynaşık anlamına gelen “Ratk”‌; bitişik iki şeyin ayrılması manasına gelen “Fatk”‌ kelimeleri kullanılmıştır. Bir başka ayet-i kerimede ise, Allah'ın kainatı yarattıktan sonra semanın duman halinde olduğu açıklanmaktadır. [41:11] Bu ayetlerde geçen ratk, fatk ve duman kelimeleri kainatın yaratılış konusunda anahtar kelimelerdir. Bu kelimeler iyi anlaşıldığı takdirde Kuran'ın bu konuda verdiği bilgi daha iyi anlaşılabilecektir. Buna göre gökler, yer ve bütün kainat, adına esir veya sedim denilen sise benzer bir maddeden yaratılmıştır. Bu madde tek bir madde iken bölünmüş, parçalanmış, dolayısıyla kendisinden küre şeklinde cisimler meydana gelmiştir.

Demek ki; kainat, yaratılmıştır, ezeli ve ebedi değildir. Kainatın bir başlangıcı vardır ve mutlaka bir sonu da olacaktır. Allah, eşya ve kainatı, kainatta hiçbir şey yok iken yaratmıştır. Kuran bunun nasıl olduğunu şöyle anlatır. “Bir şeyi dilediği zaman, O'nun buyruğu sadece o şeye “ol”‌ demektir, o da hemen olur.”‌ [36:82]

Genel Çekim Kanunu

Kainatın dengesini ve ahengini teşkil eden bu kanunu, hiç şüphesiz Cenab-ı Hak kainatı yaratırken koymuştur.  Kuran-ı Kerim, bu ve diğer tabiat kanunlarına “Sünnetullah”‌ adını verir. (Fatır Suresi, [35:43]) Yine Kuran'ın ifadesiyle bu kanunlarda “değişme”‌ ve “sapma”‌ yoktur.  Newton bu kanunu icad etmemiş, sadece onu keşfederek işleyiş sistemini bulmuştur.

Kuran-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, kainattaki dengeye ve çekim kanununa işaret etmiş ve bu konuda bize genel bir bilgi vermiştir.  Bu ayetlerde, Allah Teala'nın yaratıcılığı ve kudreti birinci derecede ele alınırken, ikinci derecede de kainattaki dengeye işaret edilmektedir.  Bu ayetler şunlardır:

“Allah gökleri, görebileceğiniz direkler olmaksızın yükseltendir”‌[13:2] “O gökleri görünür direkleri olmaksızın yarattı. ”‍ [31:10] “Semayı yeryüzüne düşmekten alıkoyan O'dur. Ancak kıyamette O'nun izni ile düşecektir.”‍ [22:65] “Göğü O yükseltti ve mizanı (ölçü ve dengeyi) koydu.”‌[55:7] denilmektedir.

Güneş ve Ay Yörüngeleri

Kuran-ı Kerim, güneş ve aya ait yörüngelerden de bahsetmekte ve şöyle demektedir.

“Allah geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yarattı. Bunların her biri kendilerine mahsus hareketleriyle bir yörünge üzerinde hareket ederler.”‌ [21:33] “Güneş aya yetişemez, gece gündüzü geçemez. Hepsi birer felekte yüzerler.”‌ [36:40] Bu iki ayette “felek”‌ kelimesi geçmektedir.

Bu kelime çağımızda yörünge diye tercüme edilmektedir. Bu kavramın Kuran'ın nazil olduğu çağda insanlar tarafından bilinmediği açıktır. Zira Kuran'ın indiği çağda dünyanın dönmeyip durağan bir cisim olduğu, güneşin ise dönüp dolaştığı kabul edilmekteydi. Bir diğer ayette de “Güneş kendi karargahında yürür.”‌ [36:38] denilmektedir. Bu ayeti yorumlayan çağdaş müfessirler, güneşin bir istikrar noktasına doğru hareket ettiğini söylemişlerdir.

Kuran her çağa ve her çağın ilmi anlayışına uygun bilgiler vermekte ve her çağın insanına hitap edebilmektedir. Bu da Kuran'ın yüceliğini gösterir.


Kur’an-ı Kerim ve Tabiat-1

Kurânda Sosyal İlişkiler(1.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)