Peygamber’e (s.a.a) Salavat
Allah-u Teala şöyle buyuruyor:
"Hiç şüphesiz, Allah ve melekleri peygambere selat etmektedirler. Ey iman edenler siz de ona selat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin"[1]
Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Peygamber anıldığında, ona çok selat edin. Çünkü kim ona bir defa selat ederse, Allah-u Teala ona bin selat eder..."[2]
Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:
"Kim bana bir yazıda selat yazarsa, ismim o yazıda olduğu müddetçe melekler sürekli olarak ona mağfiret dilerler."[3]
Salavat çeşitli şekillerde söylenebilir, ama en meşhur olanı, teşehhüdde de sürekli söylediğimiz şu cümledir: "Allahumme salli ala Muhammed'in ve al-i Muhammed."
Şunu da hatırlatalım ki, Peygamber'in âli'ni söylemeksizin O'na selat etmek yani "Sallallahu aleyhi ve sellem" demek doğru değildir. Hazret'in kendisi böyle bir salavatı nehyetmiş ve onu doğru bilmemiştir. Doğrusu şudur: "Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem"
Biz O Sultan-ı Kavneyn'in şahsiyetini ve fazlını ne kavrayabilir ne de anlatabiliriz. Biz nasıl O'nu anlayabiliriz? Oysa bütün âlem O'nun şan ve hürmetine yaratılmıştır. En iyisi sözümüzü kısa kesip, bu konudaki bahsimizi Hilmi Dede'nin şu beytiyle sona erdirelim:
Sensin ol sultan-ı Kavneyn-i risalet kim müdam
Astan-ı dergâhında Cebrail olmuş nedim
Gelmesen bu kevne, gelmezdi vücuda kün fekân
Nuru vechiz çün vücuda geldi eşyayı adim
Zahir-u batında kurb-i barigah-i izzete
Şer'i pakın de cihan içre sırat-el müstakim.
Enver-i arşı guzinsin ya Muhammed Mustafa!
Nuri çerh-i hef-ü minsin yâ Muhammed Mustafa!
Şanına Levlake levlak nazil oldu şüphesiz
Rahmeten lil âleminsin ya Muhammed Mustafa!
[1] -Ahzab: 56
[2] - Kafi c. 2 s. 492
[3] -Munyet-ül Murid s. 347
RESUL-İ EKREM (S.A.A) SEVGİSİ -2
Hz. Peygamberin Doğumu ve Çocukluğu -6
Peygamber (s.a.a) in tevazusu-2
Peygamber (s.a.a)’in Züht ve İbadeti -2
Evlilikten Peygamberliğe Kadar Allah Resulü (s.a.a) -5